Karotid Arter Darlığı

Servikal karotid arterin aterosklerotik lezyonları genellikle common karotid arterin bifürkasyonunda veya bifürkasyon yakınlarında meydana gelir.
Karotid endarterektomi (KEA) karotid bifürkasyon bölgesindeki bu aterosiklerotik lezyonları çıkarmak için yapılan cerrahi işlemdir.
Karotid arterde bu düzeyde oluşan darlıklar serebral iskemi veya karotid arter kan akımındaki hemodinamik bozulmalar nedeniyle serebral infarkt ya da distal embolizasyonla sonuçlanabilir.


Yapılan çeşitli çalışmalarda başarılı bir endarterektomiden sonra iskemik nörolojik semptomlarının ileri derecede karotid stenozu veya ülserasyonu olan hastalarda stroke riskinin azaldığı gösterilmiştir.

KEA primer olarak, belirgin iskemik nörolojik semptomları ile ipsilateral önemli derecede karotid stenozu ve/veya ülserasyonu olan hastalarda endikedir.


Amorozis fugax, santral retinal arter okluzyonu, venöz staza bağlı retinopati ve karotid arter dağılımında TİA (transient iskemik atak), uzun süren reversibl iskemik defisit ve hafif-orta derecede kalıcı iskemik defisiti olan hastalar iskemik hemisferik hasar yönünden risk altındadırlar.

Sık TİA atağı olan, stroke gelişmekte olan veya yeni başlayan ılımlı defisitleri olan hastalar en büyük risk altındadırlar ve acil olarak değerlendirilmelidirler.
Semptomatik ve ölçümlerde %70 ve üzerinde darlık bulunana hastalar cerrahi işlem için çok uygun olan vakalar iken, bu darlığın %50-69 arasında olduğu olgular uygun olarak değerlendirilmektedir. Bunun yanı sıra stenozun fazla olması, ülsere plak olması, karşı tarafta stenoz olması, stenozun progresyon göstermesi, medikal tedaviye rağmen semptomların devam etmesi, hastanın 60 yaşından küçük olması ve BT veya MR da hafif infark olması gibi kriteler hastalarda cerrahiye uygunluğu artırıcı bulunmuştur. Buna karşılık, semptomatik ancak %50 altında stenozun olması, asemptomatik ve %60 altında stenoz olması, unstable medikal ve nörolojik durum ve yeni ve ciddi serebral infarkt olguların cerrahiye uygunluğunu azaltmaktadır.

Cerrahi sonrası hastaların yakın takibi zorunludur. Yoğun bakım ünitelerinde hastalar, iskemik komplikasyonlar, hiperperfüzyona bağlı önceki infarkt yerinde hemoraji, miyokard iskemisi, infarktı, konjestif kalp yetmezliği, kalp ritm bozuklukları, boyunda hematom oluşumuna bağlı solunum güçlüğü ve kraniyal sinir injürileri (7.,10.,11.,12) yönünden takip edilmelidirler.